Alaçatı Gezi Yazısı

Selam güzel insanlar!

Otopark ve şezlong ücretlerinden paçayı kurtardığımız keyifli tatil mekânı Alaçatı/Çeşme’deyiz. Anlık olarak içinde bulunduğumuz COVID-19 salgını süreci yaz tatil planlarımızı sarsmış olsa da gözlemlediğimiz kadarıyla konu tatil olunca biz insanları yıldırmak oldukça zor bir hal alıyor. Salgın dolayısıyla tatil planlarına ara verenleriniz var ise, duyarlılığınıza şapka çıkartsam da, en sağlıklı kararı almış olsanız da üzgünüm ama yaz bu sene de devam ediyor. Ve biliyorsunuz, siz bu yazı yaşamayı hak ettiniz.

Alaçatı Çarşı

O yüzden gelin, maskemizi en çok takacağımız ve şaşırtıcı bir şekilde takmayan insanların da olduğu kalabalık Alaçatı Çarşısı’ndan başlayalım yazımıza. Sokakların iç içe yerleştiği, takı stantlarından geçilemeyen, lise yıllarımızın büyük çoğunluğunu dinlemeye harcadığımız çalma listelerimizi canlı müzik eşliğinde yad ettiğimiz Alaçatı sokakları; bir de olmazsa olmazı Ege havası: mavi ev panjurları, begonviller, duvar aksesuarları…

Çarşının tam orta yerine konumlanan Köşe Kahve’sinde farklı aromalarıyla kombucha denemek isteyeceksiniz. Soğuk ve fermente bir içecek oluşu size bir kadeh blush keyfini anımsatsa da alkol içermeyen saf ve hafif bir içecek olarak masadaki koyu sohbet sırasında sizi ikinciyi sipariş etme eylemine yönlendirecektir, fakat 30₺ fiyatlandırması size acı gerçeği sunacaktır. Tatlı menünüzden dondurmayı atın, tercih edebileceğiniz yeni tarifler yok belki fakat artı lezzetler olduğunu söylemek istiyorum. İmren’e bir uğrayın. Meyhane tercihimize gelecek olursak da korkmayın COVID-19 salgınının acısını bizden çıkarmıyorlar. Asmalı Meyhanesi’nde lezzetin de, eğlencenin de, hizmetin de yeterli tatminliye ulaştırdığını söyleyebilirim. Söylemeden geçemeyeceğim, rezervasyon sırasında fotoğraf isteyerek masanızın yerini ayarlayabiliyorsunuz ve bu bir tık sosyal medya paylaşım hazırlığı gibi geldi bana. Ama tabii ki yargılamıyoruz. Her gece felekten çalmayacağımız-çalamayacağımız gerçeği bizi çoğu akşam kendimizi çarşı dışındaki ev yemekleri restoranlarında bulmaya itiyor. Akşam öğünümüzün 15₺ tuttuğu seçeneğimizden, daha çeşitli ve mezeli olan kişi başı 50₺ tutan seçeneklere kadar mevcut. Asıl harcamayı yemeğe yapıyoruz ve bizler bu acı gerçekle çok uzun süre önce yüzleştik, o yüzden bu kısımda bizim için sürpriz bir son bulunmamaktadır.

Ilıca Halk Plajı

Halk plajlarında, çitlerle ayırma ve herkese kendi alanını sağlama pratiğiyle sosyal mesafeye dikkat edilmiş olması; kalabalıktan dolayı “diken üstünde durma” deyiminin hayat bulmuş yaklaşımının yerini Ege’nin masmavi ve buz gibi suyunun keyfinin çıkarmaya bırakmasıyla, tatiliniz daha da güzel bir hal alabiliyor. En gözde plajlarda dahi kendi kamp sandalyelerinle yerleşeceğin alana sahip olmanın yanında, giriş ücreti ödememen daha tatmin edici bir öğün yiyeceğinin işareti oluyor.

Kişisel olarak favori plajların sıralaması: Ilıca Halk Plajı, Kleopatra Plajı, Pırlanta Plajı, Altınkum, Paşalimanı şeklindedir. En önemlisi, eğer sizin de sudan çıkmayı bilemeyen arkadaşlarınız/aile üyeleriniz varsa bir naçizane tavsiye: piknik modunuza bürünün, tüm gün aç kalmak istemeyeceksiniz. Ve evet, şemsiye çok güzel bir buluş.

Sağlıklı günler!

Chasan İsmail Basa, Marmara Tıp'23

Yazar